12 Temmuz 2012 Perşembe

belki bi gün güzel oluruz

tatilin yeni başladığı zamanlarda ne güzel geziyodum,eğleniyodum.ama son günlerde eve kapattım kendimi.her sabah etrafı toparladıktan sonra bulaşık yıkıyorum.bide saçmasapan bi beslenme alışkanlığı geliştirdim.nutellalı kepek ekmeği,kahve,mısır,lokumdan ibaretti yediklerim.ama bugün kendine gel büş dedim ve güzelce bi kahvaltı yaptım.hep evde yalnız kalışlarımdan oluyor bunlar.neyse efenim 17sinde bu genç 18 olucak ama umrunda değil.her sene doğum günüme şu kadar kaldı bu kadar kaldı diye çırpınan ben,şimdi hiç takmıyorum bile.kader beni gamsız yaptı diyorum da inanmıyosunuz.sonuçlarda açıklanıcak.hani böyle kendinden emin insanlar var ya"ben kesin yukarı çekmişimdir ya" ya da "şurayı yazıcam gidicem abi kesin" diyen tipler.onlardan olmak için neler vermezdim.ama kendime inancım,güvenim sıfır.
hayatıma 2 senedir beklediğim biri girdi,sonrada gitti.
mesafeler zor,üzücü.
ve hayatın gerçekten bazılarına çok güzel olduğuna,bazı insanların şanslı doğduklarına inanıyorum.belki bana da güzeldir ama ben bunu anlayamicak kadar aptalım son günlerde.
kendime gelmeli,getirilmeli.
buralarda kim kaldı sahi?

18 Nisan 2012 Çarşamba

anlatacaklarım uzun!

şubattan beri yazmıyormuşum.ya genel olarak bu seneye baktığımda ne kadar fazla şey değişti.başlasam anlatmaya hiç susmicakmışım gibi.
-öncelikle bu senenin benim için en önemli olayı:ygs biz mi sınava girdik,o mu bize girdi valla bilmiyorum.pek parlak olmasa da bitti gitti işte.oksye girerken çok heyecanlıydım,sınav yerime oturduğum an geçmişti heyecanım.ama ygs de tam tersine gayet rahattım giderken.sınav sırasında içimden "yetiştiremiceeeem!" naraları atmaya başladım,baya panik oldum.ve bu sene baya olaylı oldu.sınavda bayılanlar,sinir krizi geçirip sınav salonunun camını kırınlar...osmangazi üniversitesinde girdim sınava,mühendislik mimarlık fakültesinde.salon falan rahattı da sorular rahatsızdı işte.neyse dediğim gibi,bitti gitti.
-başka bir önemli olay ise can bonomo'yla tanışmam.çok sevdiğim kıvanç hocamın ayarlaması sayesinde oldu.222de konseri vardı,biz de yaseminle konser öncesinde biraz bekleyip tanışabildik canla.:) aynen tvdeki gibi cool tavırları,konuşurkenki hoş ses tonu.ama hepsinden önemlisi "sarılabilir miyim?" dediğimde kollarını açıp,gülümseyerek "gel sarılalım ya" demesiydi.:) unutamicağım anlardı,çok çok güzeldi.bu arada can'ın uyuz menajeri onun sevgilisi,cidden uyuz ama.
solundaki ben,sağındaki yasemin.hem esmerlikten hem o gün siyah giyinmemden hem de yasemin'in can rahatsız olur diye düşünüp flaşı açmamasından nerdeyse kapkara çıkmışım :) olsun önemli olan fotoğraf falan değil,o güzel anları yaşamaktı.
-hayatımdaki insanlar fazlasıyla değişti.eskiden melik,mine,eda ve okulda samimi olduklarım dışında pek bi çevrem yoktu.ama şu an öyle değil.daha mı iyi?fazlasıyla iyi.melikle arkadaşlığım tamamen bitti zaten,bayadır görüşmüyorum.eda ve mine'yle de matematik dersinde aynı gruptayız.her hafta mutlaka görüyorum.ama eski samimiyetim kesinlikle kalmadı.eda'yla yine iyiyim.hani muhabbet ediyoruz,gülüyoruz falan ama mine'yle bitti gibi bi şey.insanları anlamıyorum,onca yaptıkları şeye rağmen onların yüzüne gülüp,"merhaba" diyebiliyorum.çünkü kinci biri değilim.ama özellikle mine garip bi havalarda.selam vermemeler,keyfi isteyince konuşmalar.insanlardan gerçekten bıktım.dün büroya çıkarken kapıda karşılaştık,gözgöze geldiğimiz halde bi selam veremedi.ben de gittim eda'ya anlattım.dinledi sadece.ama biliyorum ki mine çoktan öğrenmiştir,bilerek yaptım zaten.şu an yaşadıklarımı bana eda yapmış olsaydı,şaşırmazdım.çünkü onun insanlarda sıkılma gibi bi huyu var.ama mine bana aşırı yakındı,her şeyini anlatırdı.geçen sene eda'ya anlatmadıklarını bile bilirdim.şimdi ne oldu ne bitti gerçekten anlamıyorum.aslında anlamakta istemiyorum.çünkü onlardan gerçekten çok sıkıldım.ailemle tanışmış,benim her şeyimi bilen,her anımda yanımda olan bu iki insanın şimdi çok uzağımda olmaları eskisi gibi üzmüyor beni.herkes kendi hayatında.zaten iki ay sonra hangisini görücem?
-o mesaj attı.eski sevgilim.sınavdan önce boş mesaj attı.sınavdan sonra
 "büşra durak sınav nasıldı"
"ee hala söylemedin"
"hayırdır derdin ne"
"nasıldı sınav"
"ne yüzle mesaj atabiliyosun"
"sen beni ararken utanmıyosun benim mesaj atarken mi utanmam gerek"
"ben seni aramadım işim olmaz atma mesaj"
"sınavın nasıl geçtiğini söyle sonra nereye gidersen git"
"bu arada dilaraylayım ben.bi sorun olursa ona sor sabaha kadar anlatır"
son iki mesajına cevap vermedim.aslında arkadaşlarım haklıydı.tek mesaj atmamalıydım ona.naparsa yapsın.aptal.dilara dediği kızda hani her okulda inek tayfa olur ya.çok çalışırlar ama çevreleri yoktur,giydikleri her şey çakmadır.işte o kızlardan.arkadaşlarıma anlatırken "ne kadar düşürdü kendini" dedim.hepsi ağız birliği etmişçesine "o zaten düşüktü,sen onu bi şey sandın" dedi.bu kadar.
-okulda yıllık için fotoğraf çekimi oldu.herkes kepini,cüppesini giydi.çok güzel bi gündü,çok eğlendik. :)

yanımdaki mert.ama hep bahsettiğim zenci kardeşim değil tabi.okul başkanımız,hansekemiz. :)
-gökhan ve fulya'yla fazla iyiyiz.okul çıkışları yarım saatliğine de olsa bi çay içip öyle dağılıyoruz evlere.pazar günü gülüşanla beraber bize geldiler.annemle tanıştılar,bi şeyler yedik,gökhan hepimize fal baktı sonra da bizim kapının önüne çıkıp bol bol fotoğraf çektik.çok güzel bi gündü ya,seviyorum onları. :)

yanımdaki gülüşan.diğerleri de gökhan ve fulya.ehe,terliklerim çok güzel. :)

bu da kapının önünde çektiklerimizden. ^.^
-yasemin,nagihan ve anılla çok çok iyiyiz.maşallah valla nazar değmesin.çok güzel bi arkadaşlığımız var.beraber diyete başlamaya karar verip bozuyoruz,sürekli evden yiyecek getiriyoruz falan. :) umarım narçe ve yasçe'yle balo elbisesi bakmak için ankara'ya gidebiliriz.tabi bunun için öncelikle kübra ablamla konuşmam gerek. :)
-son olarak her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başladı.hayatım belli bi kalıp içine yerleşiyor sanırım.umarım böyle sürer.gidenler,mutsuzluklar elbet olucak ama önümüze bakmayı,yaşadıklarımızdan ders çıkartmayı ve yaşanılan anın değerini çok iyi bilmeliyiz.
-boşver geçmişi,şimdi mutluysak sorun yok! :))

12 Şubat 2012 Pazar

değişen onca şeyin yanında değişemeyen bir ben

biliyor musun, sen bile değiştin.bazen bazı gerçekleri öğrenmemek gerek.bazen içimizi rahatlatmasakta olur.aslında bunun başka bir açıklaması daha var: "güvenmiyosan,kurcalama" çünkü bir şeyler kurcalandıkça hiç bilmek istemediğin gerçekleri öğreniyorsun.
ben yalanlarla mutluymuş gibiydim.
bi arkadaşım onun okulundaki arkadaşlarından onunla ilgili o kadar çok şey öğrendi ki.aslında beni çok etkilemicek şeyler olması gerek.mesela okulunda -bana anlattığının tersine- sevilmeyen bi tipmiş.bi kız vardı,o kızla çıkmış.kız ölüyomuş bunun için.sırf aşkından ekişehir'i yazmış,üniversite için.ayrılıcaklarına yakın onun dersanesine gitmiş.kızı ittirmiş milletin içinde, "git" diye bağırmış.ama kızcağız hala mesaj atıyormuş buna.
kızcağız.
olaylara ne kadar uzağım.
beni tanımıyor diye düşündüklerim,baya baya biliyorlarmış.
ne gerek vardı şimdi?bunları öğrenince elime ne geçti ki?başta baya rahatlamıştım."ohh olsun,hiç sevilmiyormuş" diye.şimdi ne kadar da boş geliyor.
şu şehirden gitmek istiyorum.dersaneden her çıkışımda "kırtasiyede onu görür müyüm?" demek istemiyorum.
onu görmek,adını duymak istemiyorum.
keşke ölsen.
bir de arkadaşlarımın "iyi oldu büş sen kurtuldun bu çocuktan" demesi yok mu?
aslında ben onunla sevgili olmak istemiyorum.şimdi gelse mesela -hoş gelmez de- diyelim geldi.her şeyi açıklasa,ikna etse beni,başlasak tekrar hiçbir şey olmicak.
boka sarmak dediklerinden.
buraya yazdığım yazılarda çok melankolik görünüyorum.ama öyle biri değilim.hatta çevremdekiler "büş sen çok güçlü duruyosun,hiçbir şeye üzülmezsin"diyor.sanırım üzüldüğümü pek çaktırmayanlardanım.ama böyle olmak daha güzel.insanlar beni güçsüz sanıcağına böyle düşünsün.
lise mi bitiyor ben mi bitiyorum,bilmiyorum ama çok yoruldum,sıkıldım.kısaca BIKTIM!
bitsin artık ya.ama güzel bitsin.
bir de kepli fotoğraflarımı aldım,çok başka bi heyecan ya.iyi ki yaşamışım,iyi ki!
4 sene öncesine gerek yok 6 ay öncesiyle şimdi arasında ne çok fark var.ne kadar fazla şey değişti.
artık ben de değişmek istiyorum.

20 Ocak 2012 Cuma

nokta konmuş bitmiş en güzel hikayem

Gecenin bir saati bunları niye yazdığımla ilgili en ufak bir fikre sahip değilim.Hayatıma girdiği andan beri beni hep gururlandıran ama ocakta yemeği unutmuşçasına hayatımdan çıkıp giden adama vefa borcu.Artık kızmıyorum olan bitene,bi kalıba sokmaya çalışmıyorum hiçbir şeyi.Bi parça özlem var bu yazıda.Bana yaşattığı onca şeye rağmen bi parça özlem..
Eylülden beri bir kere bile yüzünü görmediğim,sesini duymadığım bu adamı o kadar çok özledim ki.Bir daha kimsenin yanında hissedemedim o mutlak güven duygusunu.Kimseyi deliler gibi özlemedim.Kimse için ağlamadım.
Ne çok istedim benim gibi sevmeni.Susmak yerine dakikalarca konuşmanı.Ama olmadı.
Bazen,ne yaparsan yap olmuyor bazen.
İnsanlar sen olmadan daha mutlu olucağımı söylüyor.Bela bi tipmişsin sen.Seninle ilgili bilmediğim ne çok şey varmış.Biliyor musun eskiden hep korurdum seni.Seninle ilgili kimse tek kelime edemezdi.Ama şimdi ağızlarına geleni söylüyorlar ve ben sadece dinliyorum.
Bazen diyorum mesaj atıyim.Ama olacakları biliyorum.Ben mesaj atıcam,ertesi gün güzel sevgilin okuyacak.Sonra uğraş dur.Yaşadık bunları.
Kaçamıyorum gerçeklerden.Bazen en alakasız yerde karşı çıkıyor hepsi.Oysa ben mutluydum yalanlarla.
Tükeniyorum yavaş yavaş.Sensizlik hastalık gibi arkadaşlarımı,umutlarımı birer birer alıp götürüyor benden.Sen de mutsuz ol istiyorum.Ben burda mutsuzken senin orda başkalarıyla mutlu olmanı yediremiyorum.
Hepimiz sahteyiz.Her gün bambaşka bir sahte gülüşle bakıyoruz birbirimize.
İnsanlar mutlu.Sanki içlerinde yer edinmeye çalışan tek mutsuz benmişim gibi.Ben içimde yaşayamıyorum acılarımı.Sahte gülüşlerin ardında bırakamıyorum bazı şeyleri.
Artık yaşayıp yaşamadığın bile umrumda değil.Hatta keşke ölsen.Ölsen bu kadar üzülmezdim.Çünkü aşk sevdiğin insanın mutlu olması demek değilmiş.Onun tek sahibi olmayı istemekmiş.
Bu şehirde attığım her adım seni hatırlatıyor.Acaba şu köşeden döner mi,diyorum hep.Taparcasına sevdiğim memleketimden soğuttun beni.
Kaçmak kolay mı dersin?Kaçarsak kurtulur muyuz ,uyursak büyür müyüz?

1 Ocak 2012 Pazar

benim hala umudum vaar!

Geçen koskoca bir yıla bakıyorum da..Bu sene ne kadar da çok şey kattı bana,ne kadar çok şey yaşadım.Aşkı,acıyı,mutluluğu,dostluğu,dost kazığını fazlasıyla yaşadım,tecrübe edindim.Birçok şey öğrendim aslında.Bazı insanları hayatımdan çıkardım,bazen de "bunu bir daha asla yapmayacağım" dedim.
Umarım yeni yılda bu sene yaşadıklarımdan daha güzel şeyler yaşarım.Düşünüyorum da bu sene pek parlak değildi benim için.Bambaşka bi bitterdim bu sene.Ama bu yıl eski neşesine,enerjisine,pozitifliğine kavuşmuş biri olmak istiyorum.
Aslında bakarsak sigaradan nefret eden ben bu sene bi dönem sigaraya başladım bile.Ama devamı gelmedi.Doğru düzgün içmeyi az da olsa öğrendim.Aşık olduğum insanın ne yalanlar söylediğini öğrendim.Dost kazığı yedim,hiç ummadıklarımdan.Ama hiç beklemediğim insanlar arkadaşım,en yakınım oldu.39 yaşında bir fizik öğretmeninin metallica tutkunu olabileceğini öğrendim.Kuzenlerimin ne kadar kafa insanlar olduğunu fark ettim.Kimseye değer vermemeyi,çabucak güvenmemeyi öğrendim.Yeri geldi insanların vefasızlıkları çok üzdü beni,yeri geldi en ufak şey kahkahalarla gülmeme yetti.
Hani acısıyla tatlısıyla derler ya,2011 tam da öyle benim için.
Ama bu sene daha farklı geçsin istiyorum.Kafam biraz rahat olsun.Aşk olmasın,mutsuzluk olmasın.Sadece sevgileriyle huzur veren insanlar olsun yanımda.İnşallah hayallerimi gerçekleştirebilirim.
Bu sene kendime güvenmeyi ve kendimi sevmeyi öğrenmem gerek! :)

18 Aralık 2011 Pazar

duygu karmaşaları

Son 2 haftadır bir koşuşturmacadır gidiyor.Okul sınavları vardı.Sınav haftasında ekstra soru çözmek imkansız.Sınavlar bitincede çok fena bi yorgunluk oluyor tabi.Onu da geçtim,yıllıklar başladı.Hepimizde bir heyecan,mezun oluyoruz.Ama ne biliyim sıktı sanki.Yıllık yazmaktan,bilgisayara geçirmekten kusucam artık.Bide en sona benden uzun,güzel bir şeyler yazmamı bekleyenleri bıraktım salak gibi.Uğraşıyorum işte şimdi.Bir de yıllık fotoğrafı var tabi.Birer ikişer herkes çektirmeye başladı.Ben vakit bulup gidemedim hala.Dalga geçtiğim salak pozlardan birini vericekmişim gibi geliyor.Bakalım,hayırlısı..:) Aslında tatlı heyecanlar bunlar.Ama son sınıf olmanın verdiği hoşluğu ygs-lys ikilisi sayesinde çok yaşadığımız söylenemez.Özel ders ödevleriyle boğuşup duruyorum.Özellikle fizik hocam Kıvanç hocanın konuşmaları acayip motive ediyor beni.Geçen gece 11buçukta uyumayın,çalışın diye mesaj atmış.Canım ya..:) Bu senenin sonu nasıl olucak gerçekten çok merak ediyorum.Ama umarım hem benim hem de arkadaşlarım için en iyisi olur.
Sınavlardan,yıllık işlerinden yeterince bunalan Büş,buraya içini dökmek istedi işte. :)
Aslında kafam şu an çok karışık.Sanırım Eda ve Mine'yi özlemeye başladım.Hani demiştim küsmedim,konuşuyoruz hala.Ama sadece haftada bir matematik dersinde beraberiz.Onda da o eski samimiyet yok tabi.Şaka gibi ama ikisine de doyasıya sarılmayı fena halde özledim.Benden yıllık istemişlerdi.Tamam demiştim ama yazmayı çok düşünmüyordum.Aslında hala da düşünmüyorum.Ama ne biliyim bi başlasam bütün anılarımızı ve yazın patlak veren olayı yazsam,çok rahatlicam gibi geliyor.Napıcam bakalım..
Bir başka konuda diğer bi arkadaşımla ilgili.Okumaz biliyorum ama adını yinede yazmicam buraya.Hani bi insanla çabucak samimi olursun ve bazı şeyler başlarda batmaz.Ama iyice tanıdıktan ve arkadaşlığınız ilerledikten sonra bu şeylerin farkına varırsın.Benimkisi aynı öyle.Şu an çok samimi olduğum bi arkadaşım aslında kafa dengim olduğunu düşünmüyorum.Ben her türlü insanla arkadaş olabilirim.Biraz hümanistim sanırım :) Ama bu biraz farklı bir durum.Bazen elimde olmadan soğuk davranıyorum o da sürekli bunun nedenini soruyor ve geçiştiriyorum.Ve ve ona yıllık yazmak hiç içimden gelmiyor.Nasıl bu kadar soğudum gerçekten anlamıyorum!
Bunlar dışında her şey normal gibi.İsmail hocanın çektiği fırçadan sonra biraz olsun kendime gelebildim.Ama dersane işleri çok fena.Birkaç hoca ayrıldı falan.Belki dersaneyi bırakırım.Napıcam hiç bilmiyorum gerçekten.
Bi açıp bi kapadığım feysimi 2 önce kesin bir şekilde dondurdum.Bazı salaklıklarımdan ötürü aslında ama açmicam bi daha.Yani umarım :(
Ha bide Elif'e yazdığım yıllık 3,5 sayfa tuttu ve bence güzel oldu.Umarım o da beğenir. ^_^
Kübra ablamla dışarı çıkmayalı oldu biraz belki 2-3 haftadır ama olsun uzun benim için. :) Şöyle bi barlar sokağında turlasak,lemanda bir şeyler yesek hiç fena olmazdı.
Yeni yıl geliyoor!Ve tabiki benim bir planım yok.Dışarı çıkmaya gönüllü pek kimsede yok zaten.Herkes bu seneye seneye üniversiteli olucaz bu senede ailemizle son defa takılalım gözüyle bakıyor ama olay bence öyle değil.Çünkü bizim evde bir eğlence olmuyor. :) PTT olayı yani. :) Erkekler de kızsız eğlencelerinde tabi.
Hayatım böyle geçmekte işte.Demin tvde bakınırken Şehir Manzaraları diye bir program gördüm.Sunucusu Esra Elönü'nün kapalı olması ne yalan söyliyim beni çok şaşırttı.Habertürk gibi bi kanalda daha doğrusu stv ve kanal7 gibi kanallar dışında böyle bir durum olması çok şaşırtıcı.Biraz araştırdım nette.Gerçekten değişik biri gibi.Özellikle Ayşe Armanla olan röpörtajı.
Öyle yani hayat böööyle akıp gidiyor.

4 Aralık 2011 Pazar

büyümesek ya

Ben artık büyümek istemiyorum.Böyle kalalım.Lise bitiyor lan şaka gibi.Ne kadar çok şey yaşadım,ne kadar farklı duyguları tattım,ne kadar değişik insanlar tanıdım.Çok şey öğretti bana lise hayatı,çok şey kattı.Yıllıklar başladı.Kimseye bi şey yazamam derken kime ne yazsam gözlerim doluyor.Ne kadar çok anı birikmiş meğer."Her güzel şeyin bir sonu var." demiş büyüklerimiz aynı ondan işte.Üniversite ortamına tabiki özeniyorum,istiyorum ama ne biliyim lise gibi olmicak sonuçta.Herkes daha farklı olucak.Çeşit çeşit insan işte.
Bakalım üniversite bana neler katıcak?

20 Kasım 2011 Pazar

ve geri kalan her şey..

aslında nerden başlicağımı,nasıl yazıcağımı bilmiyorum.şu an cümlelerimi toparlayabiliceğimi de pek sanmıyorum.ama bi başlıyim,belki devamı gelir.
en son nerde kalmıştım.
hah, tamam hatırladım.
çok yeni bir şey olmadı,çok güzel bir şey de olmadı.hep can sıkıcı şeyler oldu.
hani o vardı ya adını söylemediğim,geçen sene hayatımın içine eden insan.onla biraz olaylar oldu.ama onu 2 aydır ne gördüm ne konuştum.feysten,telefondan kısaca her yerden sildim ismini.arkadaşlarıma da söyledim ondan bahsetmeyin,onu sormayın diye.çünkü adını duymak bile iyi değil,onu anlatmak falan.bazen konuşuyorum onla ilgili.ama hemen susuyorum çünkü uzun uzun anlatmaya takatim kalmadı.artık tükendi ona olan her şey.ne kadar yanlış tanımışım,saf saf her şeyine inanmışım.o yüzden artık buraya onla ilgili yazdığım son şeyler bunlar.çünkü ne o geri döner ne ben geri giderim.
eda ve mine'yle hatta melikle de aram bozuktu bilindiği üzere.hatta ben onlar yüzünden matematik dersini bırakıcaktım,aynı gruptayız çünkü.ama sonra bi şekilde düzeldi.düzeldi derken hemen açıklıyim.derse gidiyorum,normal konuşuyoruz.ama onun dışında hiçbir şekilde görüşmüyoruz.eski samimiyetimizden eser kalmadı yani.bi ders çıkışı fotokopiden sonra mine'ye neden bu kadar çok konuştunuz arkamdan,ben naptım size dedim.senle alakalı hiçbir şey yok.bize sürekli "onu" anlatıyodun,sürekli üzülüyodun dedi.başta çok hak verdim.evet,ben eda ve mine'ye hep onu anlattım dedim,sıktım onları dedim.ama sonra düşününce onlar benim dostum değil miydi?ben onların sıkıntılarından,üzüntülerinden ya da mutluluklarından bıkmış mıydım?hayır.ikisi içinde ayrı ayrı çok uğraştım.şimdi vaktim olsa uzun uzun yazardım da hepsini.sonra dedim hiçte haklı değiller.dost dediğinin ne olursa olsun dostunun yanında durmasını bilir.ama onlar ne olduklarını böylece göstermiş oldular.böylesi iyi oldu aslında.çünkü hayatımda hiç dost kazığı yememiştim,tecrübe oldu.ama onlara bu konuyla ilgili tek bir şey söylemedim.derste de gayet düzgün davranıyorum.hani derler ya "işimi çıkıştırana kadar".ha işte aynen öyle.bu sene bittikten sonra ne onları görürüm ne onlarla konuşurum.lise hayatımdaki birkaç güzel anı olarak kalıcaklar.melik'i saymıyorum bile.ben zaten ona hiç değer vermemişim.geçen doğum günüydü.kutlamadım.arkamdan onca laf söyleyip,yolda karşılaşınca yüzüme gülen bi ikiyüzlünün bide doğum gününü kutlayamazdım.
onun dışında başka değişiklikler oldu hayatımda.uğurcanla aramızı düzelttik.sanırım elif'in de uğurcan'a olan siniri biraz olsun geçti.ikisini de çok seviyorum.onlarla o kadar güzel anılarımız var ki.umarım daha güzellerini yine beraber yaşarız.
bayramın son günü aybüke'yle buluştuk.ortaokuldan arkadaşım,istanbul'da şimdi.aslında eda'da onla baya samimiydi ama insan vefasız olunca samimiyet falan kalmıyormuş.aybüke'yi çok özlemişim gerçekten o kadar çok anlatılcak şey varmış ki.o anlattı,ben anlattım zaman aktı gitti.aybüke'den sonra aylin,emre ve mete'yle buluşup,lemana gittik.o geceden aklımda kalan tek şey,malibu.mete söyledi,tadına baktık.tek kelimeyle harikaydı.kızlarla çıkıp malibu içmeyi düşünüyoruz. :) sanırım şu ana kadar içtiğim en tatlı içkiydi.
bir de ben bir şey fark ettim.eda ve mine hayatımda diye ben kimseyi tanımak istememişim,elimin tersiyle itmişim çevremdekileri.onlar gitti ama hiçte yalnız kalmadım.aksine daha çok arkadaşım oldu.ve hiç çaba göstermediğim halde.mesela dersanede aslı'yla çok samimi olduk.okulda yaseminle,nagihanla,anılla.
öyle işte.hayat akıp gidiyor ve ben gün geçtikçe hiç beklemediğim şeyler yaşamaya devam ediyorum.
eksiliyor zannederken bi yerlerden de arttığının farkına vararak.
bu arada reiki ve astrolojiye çok merak saldım.reiki anlattığım çoğu kişiye saçma geldi aslında ama neyse işte.
kalan ve gelen sağlarla mutluyum,siz de mutlu olun.
iyi pazarlar!

17 Eylül 2011 Cumartesi

bazıları piçtir

belki günler geçtikçe içimdeki acı azalıcak belki ben de unutucam belki ben de onlar gibi olabilirim
aslında ben bu kadar üzülmezdim bu kadar takmazdım bu kadar sevmesem gerçekten umrumda olmazdı
şimdi üzülüyorum evet koydu işte onların yaptıkları koydu
uzun uzun anlatmak istemiyorum
şu an yapmak istediğim tek şey sinirimi kusmak,nefretimi dökmek
asıl koyan ne biliyo musun
ben onları herkesten böylesine ayrı tutarken,dosttan öte görürken onların arkamdan piçlik yapmaları
piçlik lan işte bunun adı sadece piçlik
kimseye güvenme
sen benim gibi herkese değer verme
benim gibi saf olma
herkese yüzün gülsün ama asla değer verme
sonra tepene çıkıp arkandan öyle bi konuşurlar ki
yapabildiğim sadece susmak
çünkü ben biri ya da öteki değilim
ben büşrayım
ben onlar gibi yapamam onlardan olamam
sadece susup,uzaklaşmalıyım
geçicek
her şey çok güzel olacak
biliyorum

31 Ağustos 2011 Çarşamba

ha bu arada

kendime bir tumblr edindim,ehehe.
halbukisakindim

hadi kompozisyonla tatilimizi anlatalım!

hiiç sormayın yani nerdeydin falan diye.aslında hep burdaydım da yazasım gelmedi işte,ne biliyim.ama anlatıcam her şeyi söz.tatil bitti zaten,ben de bi özet geçiveriyim tatilimi.
öncelikle antalya konyaaltı'na gittik.annem,ben ve kardeşim.babam burda kaldı,her zamanki gibi.antalya günleri muhteşemdi diyebilirim.otelde kalmadık,annemin kuzeninde kaldık.evi havuzlu falan olunca çok güzel oldu haliyle.ayben var,kuzenim.takıldık baya onunla.evde gizli gizli vodka içtik,saatlerce dertleştik,herkes yattıktan sonra oturup müzik dinledik,dedikodu yaptık.bazen birbirimize basit nedenlerden dolayı kırılsakta üstünde durmadık.kısaca çok güzeldi.antalya'nın en güzel yanı market çıkışı bedava bira dağıtmaları ve evin hemen yakınlarında hollanda'dan gelen ilginç bisikletlere binmemiz oldu.(üşenmediğim bir gün fotoğrafları koyarım.)10 gün kaldıktan sonra eskişehir'e döndük tabi.evde de boya,badana vs sıkıcı işler oldu.zaten temmuzun sonuna doğru benim fizik dersi başladı.sonra da dersane,matematik dersi falan.bi koşuşuturmacadır gidiyor.dersaneye sabah gidip öğlen geliyorum ama o kadar yorucu oluyor ki anlatamam.uyku düzenimi falan oturtabildim sonunda.12 gibi yatıp 8de kalkabiliyorum,çok şükür.
neyse gelelim en önemli meseleye.hani hatırlar mısın bu postu okuyan insan benim eda ve mine adında çok yakın iki arkadaşım vardı?onlara bi şey olmadı,hala varlar.ama sanki benim için yoklar artık,sıradan iki insandan önemli değil benim için.şimdi merak ediyorsun dimi,kimselere değişmediğin bu iki arkadaşın hakkında niye böyle düşünüyorsun diye.hemmen anlatıyım.
sen çok değer verirsin,karşındaki değer vermez sen de çeker gidersin yani.ahaha delikanlıyım ya sfjdsldfkjs.
neyse neyse görmezden gelindim açıkçası.her tenefüs gidiyorum sınıflarına ama benim yanıma gelen yok,benimle konuşan yok.sanki dünyanın merkezindelermişçesine tavırlar,havalar.diyorum bir şey mi yaptım falan cevapta vermiyorlar.ne diyebilirim ki.insanlar kendi tercihlerinin sonuçlarını yaşıyorlar.başta çok üzülüyordum.ama elden bir şey gelmeyince üzülmekte boşuna.sonuçta tek dostum,arkadaşım onlar değil.birileri gider,birileri gelir.kalan sen olursun ve hayat devam eder.
sadece kendimi seviyorum.

16 Haziran 2011 Perşembe

Serdoşum.

sabah serdar'dan bir mesaj."ben seneye başka okula gidiyorum." hiç bu kadar üzülüceğimi tahmin etmiyordum.ama resmen koydu yani.serdar,serdoş gidemez ya.sınıfta başkalarıyla uğraşıp,dakikalarca güldüğüm insan gidemez.üzgün olduğumda "pampaa yaa" diye yanıma gelen çocuk gidemez.canımı sıktığında o koca göbeğine yumruk attığım çocuk gidemez.ya da her teneffüs gelip "öğlen ne yiyoz" diyen çocuk.gidemez işte,gitmesin.panpa diyemez o hep pampa der.bide gittiği okul onun okulu.onun işte.onun ve sevgilisinin okulu.o önemli değil de serdar olmadan sınıf çok sessiz olucakmış gibi geliyo,bilmiyorum.seneye zaten son senemiz.görüşemeyiz hiç.ondan sonra da üniversite allah kerim.mesajı okuduktan sonra gözlerim doldu bi anda ağlamaya başladım.ama diyorum ya hiç bu kadar olucağımı tahmin etmezdim.umarım ailesinin bu kararı onun için en iyisi olur.çünkü gerçekten o iyi yerlerde olmayı hak ediyor.belki abartıyorumdur.sanki o başka bir şehire gidicek gibi konuşuyorumdur.ama bunları hissediyorum.
seni çok seviyorum be pampam.
nerde,kimlerle olucağımız,ne yapıcağımız hiç önemli değil.
her zaman yanındayım.
ve sen benim biricik dostum,
biricik pampamsın.

15 Haziran 2011 Çarşamba

3 deli dana

bugün canımın iki yarısı,hayvanlar gibi özlediğim bidenelerimle buluştum.ya cidden çok özlemişim ya.arkabahçeye gittik önce.oturduk baya.aslında çok konuşmadık,sustuk.ama onların yanımda olmasını hissetmek bile çok çok güzeldi.özlem böyle bi duygu bence ya da ben özlediğim kişiye karşı böyle hissediyorum.hani gelsin,çok konuşmasın.yanımda nefes aldığını biliyim.seviyorum yani kısaca.geleni geçeni çekiştirdik tabiki.arkabahçenin garsonları da ayrı bi olay.içtiğin şey biter bitmez alıveriyorlar.yağmur iyice hızlandığı sırada kalktık ve koşa koşa burgerkinge gittik.çok eğlendik gerçekten.salak salak güldük.mal mal konuştuk.her zamanki gibi.babetlerim acıttı biraz.ben de çıkartınca baya dalga geçtiler benle. -.- ordan da doktorlarda gezdik,insancıla gittik falan.doktorlarda çakma gözlük denerken murat'ın eda'ya attığı "gözlükler güzel mi?" mesajı süperdi.mal mal etrafımıza bakınırken karşıdaki camdan çıkıp el salladı.güzeldi bee.
gıvırcıh, janımsın.




allahına gurban yarim.

kitap kurdu sanki.şimdi yanımda olsan diceğim şeyi çok iyi biliyosun aslında.
"göt kafalı"

saçlarım ne garip olmuş böyle.

biz birbirimizin saçından kaytan bıyık yaparız.

14 Haziran 2011 Salı

biraz hüzün bi parça da şeker

az önce tuna kiremitçi'nin kitabını bitirdim.bu işte bir yalnızlık var.okuduğum 2.tuna kiremitçi kitabı bu.daha önce sanırım geçen sene ilk ve en çok satan romanı olan git kendini çok sevdirmeden'i okumuştum.o çok çok daha güzeldi.ama bu da güzeldi.anladım ki bu adamın kitaplarına garip bi hüzün,bi parça yalnızlık var.git kendini çok sevdirmeden'i okuduğumda saatlerce aynı yerde oturmuştum.o kadar üzülmüştüm ki.belki kitapta üzülücek bi şey yoktu.zaten kitabın sonu belli bile değildi.ama bilmiyorum garip bi hüzün var işte.bu kitabı okuyunca öyle olmadım.ama yine de üzücüydü biraz da sıkıcı.
gelelim neler yaptığımda.pek bi şey yapmıyorum açıkçası bugünlerde.dün yine evdeydim.4 gibi eda geldi.gittik seneye matematik dersine başlayacağımız hocanın yaz ödevini aldık.fotokopiye 9 lira bayıldım.içim acıdı yeminle.sonra dersaneler sokağında oturduk.atakan geldi.3 kişi bi banka sığmaya çalıştık.atakan'ın sigara içmesini bekledik.eda sürekli tiksindi falan.ben alıştım biraz.içen arkadaşlarım çoğaldıkça alıştım haliyle.biraz sigara muhabbeti yaptığımız için atakanla eda kızdı.sonra onlar derse gitti,ben eve geldim.annemle takıldık,kitap okudum falan.akşam da babamla tartıştık.o kadar gereksiz bi şeyden dolayı ki aslında.sinirlerim bozuldu.odama gittim falan.üzgünken,kızgınken ya da çok mutluyken aklıma hala o geliyor.artık gelmesin demiyorum,diyemiyorum.alıştım çünkü.oturdum ağladım sinirimden.sonra yine kitap okudum.
bugün fizik dersi vardı.ama sabahtan beri beni saran karın ağrısından kurtulamadığım için gidemedim.devamsızlığım 17 gün olmuş.kitapta bitti.mine'yi özledim.

11 Haziran 2011 Cumartesi

asortik valla

bugün ablamla gezmeye çıktık.ablam diyorum ama amcamın kızı.ama o benim canımdır,çok severim. ^^. öncelikle lemankültür'e gittik.hiç gitmemiştim.hoş bi yermiş.tabi bide özenti genşler olmasa daha güzel olurmuş.tavuklu fettucini yedim ayıptır söylemesi.
Ablaam. *-*







daha sonra esparka gittik.mango'da indirim varmış.allahım o nasıl bir kalabalıktı öyle.kabinde,kasada sıra bekledik hep.kendime böyle üstü bol altı dar pantolon,tişört ve babet aldım.esparktan sonra burda bissürü şubesi bulunan varuna kafeye gittik.her şubesinin farklı bir adı var tabi.bizim gittiğimiz cafe del mundo idi.+18dir kendisi aslen.varuna'yı çok seviyorum sahibi dünyayı gezmiş.ve her gittiği yerden plakalar,tabaklar,değişik süs eşyaları ve bissürü de fotoğraf getirmiş.kısaca fazla orjinal bi yer.hani her şehire kısmet olmayacak cinsten.ordan sonra da aldık elimize bardak mısırlarımızı doktorlar caddesinde gezdik.sonra da eve.ablamdan bissürü kitap ve film sömürdüm süper oldu.evden de annemle yürüyüşe çıktık.çok güzel bi gündü.mutluyum o yea. *-*